BRODY NEUENSCHWANDER

YAZI NEREYE GİDİYOR?

BRODY NEUENSCHWANDER - Call of Calligraphy

Hepimiz yazıyoruz ya da en azından hepimiz yazmayı öğrendik. Dünyanın her yerinde küçük yaştaki çocuklara kurşun kalem ve tükenmez kalemlerle harfleri şekillendirmeleri veya sivri uçlu fırça ve mürekkeple karakterler oluşturmaları öğretilir. Yazı, medeniyetin temellerinden biri ve sivil toplumun temeli olarak kabul edilir. Birbirimizle iletişim kurmak, fikirleri gelecek nesillere aktarmak ve kendi zihnimizi ve ruhumuzu geliştirmek için yazarız.

Ama eskisinden çok daha az yazıyoruz. Klavye, kalemin yerini aldı. Çocukken kalem ve kağıtla yazmayı öğreniyor olabiliriz, ancak çoğumuz diğer teknolojilere geçtik ve nadiren elimize kalem veya fırça alır olduk. Bu teknolojik değişim, dünyadaki toplumlar üzerinde derin sonuçlar doğurmaktadır. Son araştırmalar, çoğu Çinli'nin artık birçok temel karakter yazamadığını göstermiştir. Bunları okuyabilir ve bilgisayarlarına ve telefonlarına pinyin (Çince'nin Latin harfiyle yazımı) yazarak cihazlarından çıkarabilmektedirler. Ancak her gün kullandıkları Çince bir karakteri Latin harflerinin yardımı olmadan yazmaları istendiğinde, genellikle bu işlemi tamamlayamazlar. Alfabe kullanan kültürlerde de benzer bir durum görmekteyiz. Çocuklar artık düzgün yazmayı öğrenmek için çok daha az zaman harcamakta ve çoğu zaman o kadar zayıf el yazısına sahipler ki, öğretmenler kompozisyonların ve ev ödevlerinin daktilo edilip yazdırılmasını tercih etmektedir. Batı'da gençler, el yazısı yazıları okuyamadıklarını iddia etmektedirler. Bu da bize, Arap harfleriyle hiçbir şey okuyamayan ve bu nedenle miraslarının büyük bir kısmından kopuk Türk vatandaşlarının aşina olduğu bir ikilem sunmaktadır. Yeni teknolojiler bizi yazılı belgelerden ayırdıkça, yakın geçmiş tüm dünyada artık uzak geçmiş gibi görünmektedir.

Bunların hepsi kaçınılmaz ve oldukça doğal bir teknolojik evrim gibi görünebilir. Ve gerçekten de yakın gelecekte bu eğilimleri tersine çevirebilecekmişiz gibi görünmüyor. Bu durum, birçok öğretmen dahil pek çok insan için bir öncelik değil. Bu süreçte kazanılan ince motor becerilerin yerini, artık daha az iyi olabilecek ancak bir akıllı telefondaki tuşlara anında girmek için yeterli olan diğer motor beceriler almaktadır.

Öyleyse, 21. yüzyılda yazının ne olduğunu sormak adil bir soru olacaktır. Yazı, el işçiliği, çark üstünde çömlek çevirme, elle kağıt yapma gibi eski zanaatlerin yolundan mı gidecektir? Bir başka deyişle, el yazısı bir hobi olma durumuna mı terkedilecektir? Batı’da kaligrafinin durumunun bu olduğu görülmektedir. Çin ve Japonya’da kaligrafinin tarihi bir sanat biçimi olarak önemi onun - kelimenin aşağılayıcı anlamı da düşünüldüğünde- safi bir hobi olarak en azından şimdilik kategorize edilemeyeceği anlamına gelmektedir. Ancak, Çin kültüründe 2000 yıldır sahip olduğu merkezi konumu kaybetmiştir. Durum, kaligrafinin iman açısından üstün bir sanat biçimi olarak görüldüğü Arap/İslam ülkeleri için biraz farklıdır.

Soru şudur: “Yazmaya ihtiyaç duymuyorsak, neden yazalım?” Bu soruya nörobilimciler başka, öğretmenler başka ve kaligrafi sanatçıları da bambaşka bir şekilde cevap verirler. Bilim adamları notlar ve fikirler klavyeden ziyade el yazısıyla kaydedildiğinde öğrenmenin daha etkili ve derin olduğunu açıkça gösteren çalışmaları işaret edeceklerdir. Kısaca, yazarak daha iyi öğrenilir. Bu noktada bilim inkar edilemez bir durumdadır. Yazmayı uygun şekilde nasıl öğreteceğini anlamış olan öğretmenler, çocukların ya da daha büyük öğrencilerin düşüncelerini kalemle kağıda dökmekten daha uygun bir biçimde onları organize etmelerinin bir yolu olmadığını ifade etmektedirler. Harflere ve sayfalara fiziksel bir biçim verirler ve böylece düşüncelerini organize etmelerine imkan tanıyan zihin haritaları oluştururlar. Yazmanın önemi sorulduğunda, düzenli olarak bu eylemi yapan kişiler genellikle şöyle söyler: “Birşeyleri hatırlamama yardım ediyor.”

Kaligrafi ile uğraşanlar ise el yazısı ve onun seçkin kardeşi kaligrafiye çok önemli bir rol yükleyeceklerdir. Onlar, güzel harfler oluşturmanın başlı başına bir eğlence olduğunu bilirler. Ancak, bundan fazlasını da bilirler. Uzun tecrübeler sonucu kaligrafi sanatçıları sanat biçimlerini tasarım becerilerini öğrenme, oransal muhakemeyi geliştirme ve metnin içinde derinlere gidebilmek için ruhu sakinleştime konularında oldukça etkili bir yol olarak görürler. Kaligrafi, grafik tasarımcılar açısından öyle olmasa da tipografi ile uğraşanların eğitiminde önemli bir yere sahip olmaya devam eder. Kaligrafi için gereken el-göz bağlantısı grafik tasarımın pek çok boyutu için en iyi eğitim alanını oluşturduğundan bu durumun değişmesi gerekmektedir.

Kaligrafi geleneklerinin devamı için bir sebep daha sunmak istiyorum ve o da şudur: kaligrafi ve yazma evrensel aktivitelerdir. Neredeyse tüm kültürler uzun tarihleri boyunca her biri kendine özgü yollarla bunları uygulamıştır. Kaligrafi boyamadan daha fazla insan oğlunu bir araya getirir. Yazılan kelimeler medeniyetin merkezindedir. Kaligrafi, yazılı kelimelerin becerili bir biçimde sunulmasıdır. Dünya çapında kaligrafi sanatçıları evrensel bir kardeşliğin içinde olduklarını fark etmeye başladılar. Zor zamanlarda bir araya gelmenin kaligrafiyle birbirini onore etmekten daha uygun hangi yolu olabilir?

 

Brody NEUENSCHWANDER 

 

YUKARI ÇIK